Kayıtlar

kısa kısa portodan estambyla

İşte yine döndüm! Portekiz’den İstanbul’a uzanan bir yolculuğun ardından evimdeyim ve size kısa kısa hem Porto’dan hem de İstanbul’dan izlenimlerimi anlatmak istiyorum. Biraz lezzetli yemeklerden, biraz günlük hayattan, bir tutam film önerisinden ve tabii ki şehirlerin değişen hallerinden bahsedeceğim. Buyurun, başlıyoruz! Portekiz'den yeni döndüm biliyorsunuz ve son hafta portoda kalırken şunu net bir şekilde fark ettim: Artık burada pek iyi yemek yok. Turistik bölgelerden uzak lokantalarda bile kalite gözle görülür şekilde düşmüş. Portekiz’de kaldığım süre boyunca köylerdeki lokantaları deneyimleme şansım oldu ve açıkçası, Porto’daki yerlerden katbekat iyiydiler. Turist sayısının artmasıyla birlikte kalitenin düşmesi gerçekten üzücü bir gerçek. Mesela Aveiro ve Agueda kasabalarında, hatta aralarındaki köylerde –örneğin Forteleza adlı köy lokantasında– harika yemekler yedim. Yemekler günlük hazırlanıyor, fiyatlar son derece makul, salatalar taptaze, tatlılar lezzetli. Servis abart...

portekiz notları bilmem kaç ( yazıyı yapay zekaya yazdırdım:)

grok'a şunları yazdım;  ''  blogun yazarı handan/helena; iki isme sahip. sevgilisi garcia, demiryollarında çalışıyor. helena 52 garcia 63 yaşında. helena emekli ve blog yazıyor. gezdikleri yerler; porto, averio, horta, avanca, cabanois, ve civar kasaba ve köylerin hemen hemen hepsi. çünkü trenle seyahat ediyorlar. helena beyaz garcia kırmızı şarap seviyor. espressoyu ikisi de çok seviyor. bir köy evinde kalıyorlar. ev sahibi kadın helenadan pek hoşlanmıyor. laf aramızda onu kıskanıyor sanki biraz. yalnız bir kadın ve sanırım garcia'nın yemek, bulaşık vb. bütün işleri yaparak helenaya çok aşık olmasını kıskanıyor. yemekler, geziler, şaraplar.... helena ve garcia 30 kasım 2023 te pizzacıda tanıştı, averio da pizzaria denen restoranda. casa olga adlı demiryolcuların sıkça gittiği yerde yemek yiyorlar bazan, bazan da vila de gaia denen kasabada cantiha abreu'da yemek yiyorlar. bazan da fortaleza adlı lokantada arkadaşlarıyla yemek yiyorlar. her çift gibi bazan kavga döv...

yeni yılda estambyl

 dün biraz gezdim estambylda. gezdim dediysem rotamı galataport diye belirleyip köyümüzün o tarafa inen tek otobüsüne -ki aslında köyümüzün tek otobüsü var zaten:) - binip tıngır mıngır indim sahile. her yer ağaç her yer yılbaşı zaten. en en en lüks otel peninsuladan başladım. gala yemeği için henüz fiyat tam belirlenmemiş ama 15-18 bin marjında bi rakam olacak gibi/sanki:) kocaman ama gerçekten kocaman bir çam ağacı karşılıyor sizi girişte. üst katları da loca loca ayırmayı düşünüyorlarmış.  evvela aklımda kalan yılbaşı gecesi için galataportta en uygun -galataporta göre- yeri yazayım; kiva . evet, mezelerini tattım, ortamı gördüm. gayet şık bir meyhane. siz de bir bakın.  sonra artık kafama göre kah vakkorama/hediyelik  kah  gilan /mücevher baka baka ilerledim. gilan'da bazı yüzükler aklımı aldı! hakikaten ya çok zengin olsam her parmağıma bir yüzük alırım bir oradan bir sevan'dan ( bıçakçı) ah ah! paranın gözü kör olsun!  baylan'ın  bütün likörlü, v...

yalnız yaşamak

 yok yok size bütün işlerinizi kendiniz yapacaksınız minvalinde anlatmayacağım yalnız yaşamayı ya da yalnız olmayı  yok, seçilmiş ya da zorunlu yalnızlığı da yazmayacağım.  e o zaman ne yazacağım? bekleyelim bakalım klavyemden ne çıkacak!  yalnız yaşamanın sınırlı özgürlükleri ve sınırsız durumları var. sınırlı olanlar; yaşadığınız ev ve komşularınız ve dahi mahalleniz ile alakalı olanlar. görgülü ve normal bir insan olduğunuzu varsayarak gürültü vb. gibi durumlar ile kimseyi rahatsız etmemeniz gerektiğinden başka bir durum çok da dikkat çekecek bir yaşam sürmemeniz  üzerine yaşamanız. niye, çünkü burası  estambyl ve yalnızlığınız tehlike oluşturabilir size. bunlardan korunmak için sessiz olmalısınız.  elde var bir; sessizlik.  sonra gerçekten mesafeli ve iyi ilişkiler kurmalısınız düzenli olarak hizmet aldığınız merdiven temizleyen insandan tutun da tekel bayii  çalışanlarına kadar. sizi bilmeliler ama fazla konuşmaya/soru sormaya  cüre...