bir senede neler değişti neler

 bu sabah kafamın içinde susturamadığım bir cümle ile erkenden uyandım; 

''geçen seneden bugüne ne çok şey değişti'' cümlesiydi kafamdan geçen ve bir türlü susturup uyuyamadığım. 

geçen sene doğum günümü kutladığımız ve çok eğlendiğimiz meyhane kapandı bir kere. şimdi öyle bir butik meyhanede müzikli yemekli bir gece geçirmek istesek sanırım  geçen sene ödediğimiz rakamın kişi başı 10 kat fazlasını öderiz ve o özeni o rahatlığı o müziği de bulamayız bile belki. 

sonra geçen sene doğum günümde bekar olan memo bu sene evli:) nisanda sevgili müge ile birleştirdi hayatını. o ay portoda olduğumdan nikahlarına gidemedim:( 

geçen sene doğum günümden sonra önce trenle bulgaristan sonra otobüsle yunanistan seyahatleri yaptım ve sonra kasım ayında porto seyahatimde antonio ile tanıştım. tanıştığımız günden bu yana elimi ve benim onu bir iki kez bırakmak istememe rağmen beni bırakmayan antonio ile inişli çıkışlı bir ilişkimiz var. kasımdan sonra iki kez daha gittim portoya. bir latin ile aşk yaşamak zor. onun rahatlığı ve yavaşlığı zaman zaman beni çıldırma noktasına getiriyor. ben ise gerekli şeyleri zamanında yapan ve sorumluluk duygusu gelişmiş bir insanım. antonio son dakikacı. en kötü özelliği bu öte yandan gezmeyi seven, program yapabilen, sen bilirsin demeyen -hiç sevmem- yemekten içkiden anlayan, sevgisini  göstermekte  cömert bir adam. tabii benim antonio'dan önce bir ingiliz sevgilim olması bu sorumluluk duygusunu sorun etmem için yeterli bir sebep. ingiliz ile tatillerimiz  iki üç ay önceden belliydi. richard sorumluluk duygusu çok gelişmiş bir adamdı. her şeyi düşünüyordu ama her şeyi! ikisinden bir erkek yaratsam richin sorumluluk duygusunu alır antonioya monte ederdim:)) şimdi mesela antonio bir ev kiraladığını söylüyor ama evin ne fotosu var ne de oraya gidip beni arıyor. görmediğim ve fiziksel şartlarını bilmediğim bir ev için kalkıp gelmem deyip ültimatom verdim ama... dışından çekilmiş bir foto gösterdi. sanırım evin duvarlarını ve renklerini sevmemi istiyor. avrupada da ev krizi var; 1+0 evlerin portoda 1000 eurolara kiralandığını biliyorum. köyde ev kiralama olasılığını da antonio, benim istanbuldan sonra sıkılma ve mutsuz olma olasılığımı dikkate alarak çok sıcak bakmıyor. şu anda ben de bilmiyorum  ne olacağını. evi beğenirsem bana yine porto yolu görünüyor. yok beğenmezsem sanırım ilk defa birini severken sırf koşullardan dolayı ayrılmış olacağım. çünkü daha fazla uzaktan yürütemeyeceğim bu ilişkiyi. 

geçen sene doğum günümde de bütün saç&bakım işlemlerimi yapan kuaför kapandı. meyhaneden sonra kuaför. aslında bu bir başka olgunun benim hayatıma yansıması. küçük esnaf son iki yılda yaşanan krize dayanamıyor ve kapanıyor/kapatıyor dükkanı. evimden terlikle çıkıp simit alıp gittiğim kahvaltılar ettiğim saçımın başımın toparlanıp nefis boyanıp manikürle pedikürle ışıldadığım kuaförün her bir çalışanı bir yere savruldu! hala iyi bir kuaför arayışındayım. 

bir başka değişim;  canan cephesinde yaşandı ve canan  hala oldu:) süreci yakından biliyorum. bebişe uzun ve şanslı bir ömür diliyorum. 

yine başka değişim akın cephesinde yaşanabilir. akın, tayin istedi, onun için iyi bir seçenek bu değişim ama benim için istanbuldan bir dostumun azalması demek. 

judy ve ben birbirimizi seyahat seyahat takip edip arada laflıyoruz. yıllardır bu böyle. evet çok samimi sayılırız, çoğu şeyi paylaşıp konuşurum ben onunla başka arkadaşlarımla paylaşmadığım ama judy'nin görünmez duvarları vardır. onları aşmanızı istemez eh ben de en çok buna saygı duyarım insanlarda. malum, üst üste iki sorudan sonra bunalan bir insanım. judy ile senelerdir böyle arkadaşlığımız böyle de kalsın isterim. onun cephesinde de bir takım değişiklikler olacak ama  ben yazmam:)

meyhanenin kapandığından başlamıştım, o meyhanenin sahibi ben yaşta bir kadın arkadaşımızdı. devretmek istedi hatta bana meyhaneyi ama ben ortaksız işi götüremeyeceğimi bildiğimden ortak aradım ama kimse yanaşmadı:) esin hanım devredecek kimse bulamadı, en son n'oldu acaba diye uğradığımda çoktan başka bir iş yerinin açılacağı yazısının duvarına yapıştırılmış olduğunu gördüm. sonra da hiç uğramadım. aaaa uğradım uğradım emre altuğ'u dinledim bir gece canlı, meyhane ile aynı plazada olan bir başka kulüpte. evde yalnız içki içerken ayhhh gidip iki müzik dinleyeyim ama mahalleden de çıkmayayım diye düşünüp çıktığım bir geceydi. yoksa emre altuğ dinlemenin müzik zevkim ve tercihlerim ile bir ilgisi yok. 

seneye belki bu sene gittiğimiz çoğu yer kapanmış olacak. kiralar aldı başını gitti. kira ve mutfak giderinden sonra gezmeye okumaya keşfetmeye çok az bütçe kalıyor bizim gibi sabit gelirli insanlarda. yoksa ticaret yapanların işleri tıkırında.  

ahahah herkesin ve her şeyin değiştiği bu bir senede ben değişmedim mi? bilmem, sanırım ben de değiştim. mesela bu sene hevesim yok öyle bir yemekli davete. başka bir seçenek de düşünmedim henüz. zaten 51 de çok özellik yüklenecek bir yaş değil. sabah egzersizlerini çok aksatıyorum o canımı sıkıyor ama yürüyüş yaparak telafi ettiğimi düşünüp kendimi avutuyorum. kilom aynı hatta zayıfladım bile. akşamları karpuz peynir. yakında köydeydim orada biraz abarttım yeme işini. şimdi evimde toparlıyorum bünyeyi. organik pazara gitmeye devam ediyorum. her sabah medya turu yapıyor bundan da büyük zevk alıyorum. tuğrul'un söyleşisine gittim ama şovuna gidemedim. hem bilet pahalıydı hem de... neyse. hala peynir ve karidesi çok seviyorum ama iki üç ay önce makarnayı çıkardım mutfağımdan en azında bir süreliğine çünkü gerçekten ağırlık veriyordu artık yaptığım bol soslu makarnalar. eskisi kadar bloga yazı yazmıyorum, bakmayın siz kimse okumuyor zaten ben kendi kendimin sesi oluyorum burada. 

yeni restoran keşiflerim çok azaldı yukarda bahsettiğim iki sebepten dolayı. ama geçen gün bandırmada bir restoranı ben keşfetmesem de deneyimledim. 

mezeleri leziz, servisi düzgündü bu özellikleri  ile çok rahat 10 üzerinden 8 verdim gitti. niye 8? çünkü balık çiftlikti. bir puan oradan kırdım bir puan da çok sıradan olan tatlı çeşitlerinden. 

işte böyle... bir yıl daha geçti gitti ömrümden. yeni yaşım ne getirecek neler yaşayacağım ben de bekliyorum. 

günaydın. 


Yorumlar

  1. Yeni yaşın bol seyahat, aşk, kahkaha getirsin. Geçen seneki parti efsanevi bir eğlenceydi. Her zaman olmaz öylesi, asla unutmayacağımız bir geceydi :) Ben de değişimi bekliyorum bakalım. İyi ki varsın Handan ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım judy, sizlerle çok güzeldi o gece... bir daha istesek de olmaz:) yeni aşklara ya da varo olana devam! ahahhahahaha umarım gusto merkezi dediğim yere olur değişim de arada sırada kapına dayanırım:))))) iyi ki arkadaşımsın dostumsun iyi ki varsın.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

eminönü'nden cihangir'e istanbul

jestler jestler jestler... bir ilişkide olması gerekenler

istanbul yanıyor!