istanbul yanıyor!

 evet, başlık bu arkadaşlar. sabah 11'de çıktım evden. ilk durağım bebek bar oldu. yok, bebek otelin olduğu değil eski bebek bar. eski ekip ayrılmış, yani artık efsane barmen uğur bey yok. emre var barda; epeyi sohbet ettik onunla. emre, ekibini yeniden kurmuş, bir kahvaltı menüsü üzerinde de çalışıyorlarmış. 

bebek bar benim istanbulda en sevdiğim mekanlardandır. en az 15 sene öncesini de bilirim. kahvesi, yemeği, ortamı, barı hakikaten iyidir. henüz kötü ayrıldığım olmadı. 

yazı başlıktan da anlaşılacağı üzere, fiyatlarla alakalı. şöyle söyleyeyim; bira 200 den başlıyor. ve emre'nin söylediği üzere bebekte en makul fiyatlar bunlarmış! ay ay ay ben yaz akşamları en az binlik olurum desenize:))) tabii yaza kadar bu fiyatlar kalmayacak. 

bebek bar'dan kahve içerek ayrılıyorum. 

***

arnavutköydeyim; içkisiz bir balık lokantasında -isim yazmayacağım çünkü bunun üzerine konuşmadık- levrek 1000 tl görünce ayyy n'oluyoruz ya dedim kendi kendime! içkisiz-balık-lokantası-levrek 1000 tl. biz eskiden oraya esmer'le gider kocaman bir palamut söyler  yine kocaman bir roka salatası ile yiyip çıkardık üç otuz hesap verip. vay bize vaylar bize deyip içimden, ayrıldım oradan. 

*** 

kuruçeşmede sadece bir arkadaşıma ayaküstü uğradım, mekanların çoğunu biliyorum, yeni açılan ekmek-kruvasan vs. gibi hamur işi satan yerlere de ben yüz vermiyorum artık. geçelim. 

*** 

ortaköy bildiğiniz gibi. gel gelciler pattizciler vb. feriye'ye attım kendimi, bara kuruldum. menünün yenilendiğini biliyordum. fiyatlara baktım, şefleri ve müdür yardımcıları ile sohbet edip bişeyler yiyip içtim. 

burada da 200'den aşağı içki yok. yemekler 1100 küsur liradan başlıyor. menü 3-4 ayda bir yenileniyormuş. manzarası harika bir yer feriye, tartışmasız. şef, fava, sarma, tarama ve zeytinyağlı tabağı tavsiye etti; ben buraya gelince ne yemeden gitmeyelim diye sorunca. 

*** 

artık biraz daha halk işi bir yere gitmeliydim. istikamet beşiktaş çırağan bar. buraya taktığım lakabı yakın arkadaşlarım biliyor:) yazmayacağım. selamlaştık, bir bira söyledim. fıçı 95 kaat. işler nasıl diye sordum, yılbaşından bu yana -zamlardan sonra - azaldı dedi mutfakta olan abi. hem sokağı izledim hem biramı yudumladım. tenhaydı. 

*** 

esentepeye geldim. yine eskiden tanıdığım -artık yiyip içecek halim kalmasa da- sita balık'a girdim. şefiyle aynı minvalde sohbet ettik. siparişlerin azaldığından -doğal olarak- bahsetti. bir türk kahvesi içip eve doğru yol aldım. 

*** 

evet, estambul yanıyor, hakikaten yanıyor. son 20 günde iki kişi yemek yiyip mütevazı içkiler içip 1500-2500 arası hesaplar ödedik. bunun sürdürülemez olduğunu yazmama gerek yok. ki bu benim gittiğim yerler senelerin verdiği tecrübe ile hala daha iyi malzeme kullandığını bildiğim, yediklerimden memnun kaldığım, beğenmediğim bir şey olursa gerçekten eleştirilerimin dinleneceğini ve telafi edileceğini bildiğim yerler. daha üst segmentlerde neler oluyor henüz tecrübe etmedim ama az çok tahmin edebiliyorum. 

*** 

aklıma bazan komik hatta biraz da saçma bir eylem geliyor ama  henüz bunun için harekete geçmedim, geçer miyim onu da bilmiyorum. şöyle ki; mesela sosyal medyadan çağrı yapsam hadi gelin makarnayı 500+ liraya satan bir yere gidelim, hani baştan böyle serçelere yetecek kadar zeytinyağı ve ekmek getiriyorlar ya hah işte menü incelerken ya 500 liraya makarna mı olur, çok pahalı deyip ekmeği sızmaya banıp sonra da bunların parasını ödeyip kalkalım:) hem eğlenceli hem de ses getiren bir eylem olmaz mı sizce de? valla bu gidişle ben ve benim gibi orta ve ortanın bir üstü

 (ortanın solu değil, tam solcuyuz:)))) ) sınıf dışarı çok az çıkabileceğiz. e bu mekanlar hep mi turist odaklı mı çalışacak? bilemiyorum altan:) 

*** 

işte böyle, bir estambul günü. 

*** 

siz ne diyorsunuz bu işe? 


Yorumlar

  1. Midpoint'te bir cola 63 tl, kadeh beyaz şarap en ucuzu 215 tl ayy. Çalışan insanız ama bu artık gondiklenmek

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

eminönü'nden cihangir'e istanbul

jestler jestler jestler... bir ilişkide olması gerekenler