Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

jestler jestler jestler... bir ilişkide olması gerekenler

 varımız yoğumuz kendimiz ve yaşamımıza aldıklarımız.  düşünün, öyle ya da böyle biriyle  bakışlarımız karşılaşmış ve konuşmaya başlamışız. bir şeyleri paylaşmışız. ilk bakışlar karşılaştığı an; bir kadın olarak beynimiz milyon  kare çekiyor duruma dair  ve değerlendiriyor; karşılık vereyim mi vermeyeyim mi ve dahi nereye kadar sürdüreyim!? yazdığım süreden daha az bir zamanda karar verdiğini beynimizin (kadın birey olarak yazıyorum)  yazmama gerek yok! karşılık vermeye karar verdik; geceyi de birlikte geçirdik. sabah oldu.  uyandınız ama yanınızda adam hala uyuyor. ok tatlım, sen uyumaya devam et benim bir kahveye ihtiyacım  var deyip kalktınız. yanınızda uyuyan adam kalktı ve sizinle birlikte kahve içmeye yarı gözü kapalı indi. bingo! birinci jest, mükemmel.  tam da kahveden sonra gitsem mi bıraksam mı buraya kadar mı diye düşünürken hoop yemek daveti gelsin! bingo! jest. birlikte öğle yemeği yiyinceye kadar geçirilecek zaman demek bu. birlikte geçirilen geceden sonra öğle yemeğine d

istanbul yanıyor!

 evet, başlık bu arkadaşlar. sabah 11'de çıktım evden. ilk durağım bebek bar oldu. yok, bebek otelin olduğu değil eski bebek bar. eski ekip ayrılmış, yani artık efsane barmen uğur bey yok. emre var barda; epeyi sohbet ettik onunla. emre, ekibini yeniden kurmuş, bir kahvaltı menüsü üzerinde de çalışıyorlarmış.  bebek bar benim istanbulda en sevdiğim mekanlardandır. en az 15 sene öncesini de bilirim. kahvesi, yemeği, ortamı, barı hakikaten iyidir. henüz kötü ayrıldığım olmadı.  yazı başlıktan da anlaşılacağı üzere, fiyatlarla alakalı. şöyle söyleyeyim; bira 200 den başlıyor. ve emre'nin söylediği üzere bebekte en makul fiyatlar bunlarmış! ay ay ay ben yaz akşamları en az binlik olurum desenize:))) tabii yaza kadar bu fiyatlar kalmayacak.  bebek bar'dan kahve içerek ayrılıyorum.  *** arnavutköydeyim; içkisiz bir balık lokantasında -isim yazmayacağım çünkü bunun üzerine konuşmadık- levrek 1000 tl görünce ayyy n'oluyoruz ya dedim kendi kendime! içkisiz-balık-lokantası-levrek

portekizden istanbula notlar

 antonio  ile hikayeye devam edeceğim, o dursun biraz. portekizden döneli bugün tam bir ay oldu; çok unutmadan aklımda kalanları yazayım.  averio, küçük bir kasaba. hosteli, esnaf lokantası, tren istasyonu, kanalı ile turistik bir kasaba ama porto kadar büyük değil. 3. gün esnafla selamlaşıyorsunuz o kadar küçük ve samimi. portekizliler genel anlamda sıcak insanlar zaten. sizi rahatsız etmeyecek seviyede bir yakınlıkları var. her iki seyahatimde de çok rahat ettim ben gittiğim her kasabada. yalnız burada coimbra için bir parantez açayım. burada  yanımda antonio olmasa biraz ürperebileceğimi fark ettim. akşamın erken bir saatinde polisin bir sürü esmer adamı duvara dayayıp ayakkabılarına kadar çıkarttırıp aradıklarını görmek, lokantanın kapısında yalnız başıma antonio'yu beklerken yine esmer bir bireyin dikkatli bakışlarına maruz kalmam falan küçük gibi görünse de yalnız gezerken dikkatli olmayı gerektirecek durumlar. grup halinde sokakta oturup bağıra çağıra konuşan erkek grupları